Gözden kaçırmayın

Niğde'de Geri Dönüşüm Tesisinde Çalışan Çocuk İş Kazasında Hayatını KaybettiNiğde'de Geri Dönüşüm Tesisinde Çalışan Çocuk İş Kazasında Hayatını Kaybetti

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, son dönemde artan “cunta” söylemlerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.


Açıklamada, seçilmiş Cumhurbaşkanı ve meşru hükümete "cunta" demek olarak nitelendirilen ifadelerin, milli iradeye ve demokrasiye yönelik bir hedefleme eylemi olduğu vurgulandı. Bakanlık, bu tür söylemlerin siyasi eleştiri ya da muhalefet kapsamında değerlendirilemeyeceğini, doğrudan millete hakaret anlamına geldiğini belirtti.


Geçmişteki Cunta Tecrübeleri Hatırlatıldı


Açıklamada, Türkiye’nin yakın siyasi geçmişinde yaşanan darbe ve cunta dönemlerine dikkat çekildi. 27 Mayıs 1960 darbesi ile Demokrat Parti hükümetinin devrildiği, Başvekil Adnan Menderes ve arkadaşlarının Yassıada'da yargılanıp idam edildiği hatırlatıldı. Bu olayların sadece siyasi liderlere değil, aynı zamanda milletin özgür iradesine yönelik bir saldırı olduğu vurgulandı.



    • 1960 Darbesi: Demokrat Parti hükümetinin devrilmesi ve Adnan Menderes'in yargılanması

    • 12 Eylül 1980 Darbesi: Demokrasinin askıya alınması, Meclis’in kapatılması ve siyasi liderlerin susturulması

    • 28 Şubat 1997 Darbe Girişimi: Milli iradenin vesayet altına alınma çabası

    • 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi: FETÖ tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi


Vesayet Heveslilerine Karşı Uyarı


İçişleri Bakanlığı, milletin iradesine dil uzatanların vesayet heveslisi olduğunu ve bu söylemlerin geçmişteki cuntacı zihniyetini yeniden canlandırma amacı taşıdığını ifade etti. Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu ve millete ait emanete sahip çıkılacağı vurgulandı. Milletin oyuna saygı duymayan ve sandıktan çıkan iradeyi küçümseyenlerin demokrasiyi savunmasının mümkün olmadığı belirtildi.


Hukuki Süreç Başlatılacak


Bakanlık, milletin iradesini yok sayan her türlü beyan ve girişime karşı hukukun devreye gireceğini duyurdu. Bu kapsamda, "cunta" ifadesini kullananlar hakkında yasal işlem başlatılabileceği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, Türkiye'nin huzurunun korunması için gerekli tüm tedbirlerin alınmaya devam edeceği belirtildi.