Kayseri'de Unutulmaya Yüz Tutmuş Gümüş Geleneği Canlanıyor
Kayseri'nin köklü el işçiliği mirası, Royal Diamond yetkilisi Fikret Karaman'ın anlatımlarıyla yeniden gündeme taşındı. Karaman, altın ve gümüş eşyaların tarih boyunca sadece bir ihtişam sembolü olmadığını, aynı zamanda önemli bir koruma aracı olduğunu vurguladı.
Zehirlenmeye Karşı Tarihi Önlem: Altın ve Gümüş Kaşıklar
Fikret Karaman, gümüş ve altın kaşıkların Osmanlı dönemindeki kritik rolüne dikkat çekti. "Gümüş ve altın kaşıklarımız dünyanın her yerinde lüksün simgesiyken, bizim kültürümüzde haramdır aslında" diyen Karaman, bu eşyaların padişahlara özel ve ruhsatla kullanılabildiğini belirtti. Bu ruhsatın temel nedeni, zehirlenmelere karşı alınan tarihi bir önlemdi. Karaman, "Altın ve gümüş kaşıklar, yemeğin içinde zehir varsa bunu kısa sürede fark ettirirmiş. Kaşık köpürmeye başladığında zehrin varlığı anlaşılırmış" ifadelerini kullandı.
Gelinlikle Tamamlanan Gümüş Kemer Geleneği
Kayseri'nin unutulmaya yüz tutmuş geleneklerinden birinin de gümüş kemer olduğunu aktaran Karaman, "Eskiden Kayseri'de gelinler gümüş kemer olmadan evlenmezmiş. Hatta bir dönem gümüş kemer, gelinliğin vazgeçilmez tamamlayıcısıymış" dedi. Karaman, bu zarif geleneğin günümüzde ne yazık ki sadece bir hatıra olarak yaşatıldığını sözlerine ekledi.
Gümüş Aynanın Derin Anlamı
Osmanlı kültüründe gümüş aynanın da çok özel bir yeri olduğunu belirten Karaman, bu geleneğin anlamını şöyle açıkladı: "Birine gümüş ayna hediye etmek, 'Dünya üzerinde senden daha kıymetli bir hediye bulamadım' anlamına gelirmiş." Karaman, bu kültürel değeri yaşatmak için çaba gösterdiklerini ifade etti.
Kültür Mirasını Yaşatma Çabası
Fikret Karaman, ailesinden miras kalan bu mesleği sürdürme motivasyonlarını paylaştı. Hem kültürü korumak hem de bu değerli hikayeleri yeni kuşaklara aktarmak amacıyla çalıştıklarını söyleyen Karaman, "Hikâyelerini bildiklerimizi anlatıyoruz, bilmediklerimizi ise araştırıp paylaşıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.








Yorumlar
Yorum Yap