Gözden kaçırmayın

Şampiyonlar Ligi'nde Tarihi Dönüş: Inter, Barcelona'yı Eleyip Finale YükseldiŞampiyonlar Ligi'nde Tarihi Dönüş: Inter, Barcelona'yı Eleyip Finale Yükseldi

1 Mart Tezkeresine Karşı Tutumu


Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Mart 2003 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen Irak tezkeresine şiddetle karşı çıktığını ve bu tutumu nedeniyle “Orta Doğu'nun en tehlikeli adamı” olarak nitelendirildiğini açıkladı. Davutoğlu, söz konusu tezkerenin bölge politikaları açısından kritik bir döneme denk geldiğini ve o dönemde aldığı tepkileri paylaştı.


Tezkereye Karşı Gerekçeleri


Davutoğlu, 1 Mart Tezkeresi'ne karşı çıkış gerekçelerini açıklarken, Irak’ın işgalinin bölgedeki istikrarı olumsuz etkileyeceği ve Türkiye’nin ulusal çıkarlarına zarar vereceği endişesini taşıdığını belirtti. O dönemde yapılan değerlendirmelerde, askeri müdahalenin bölgesel güç dengelerini değiştireceği ve terör örgütlerinin palazlanmasına zemin hazırlayacağı öngörülüyordu. Davutoğlu, bu nedenle tezkereye karşı çıkışının Türkiye'nin geleceği için doğru bir tercih olduğunu savundu.


Aldığı Tepkiler ve İthamlar


Tezkerenin kabulünden sonra Davutoğlu’nun tutumu, bazı çevreler tarafından eleştirildi ve kendisine yönelik çeşitli suçlamalar yapıldı. Özellikle dış politika uzmanları ve hükümet yetkilileri, Davutoğlu'nun karşı çıkışını "yanlış bir değerlendirme" olarak nitelendirdi. Hatta iddialara göre, bu muhalefeti nedeniyle “Orta Doğu’nun en tehlikeli adamı” etiketiyle anılmaya başlandı.


Bölgesel Etkiler ve Sonuçları


1 Mart Tezkeresi'nin kabulüyle birlikte ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Irak'a girdi. İşgalin ardından Irak’ta yaşanan siyasi istikrarsızlık, terör olaylarının artmasına ve bölgesel gerilimlerin yükselmesine yol açtı. Davutoğlu, bu gelişmelerin, tezkereye karşı çıkışının haklılığını ortaya koyduğunu ifade etti.



    • Irak işgali, bölgedeki siyasi dengeleri değiştirdi.

    • Terör örgütleri Irak’ta güç kazandı.

    • Türkiye, sınır ötesi operasyonlar yapmak zorunda kaldı.


Davutoğlu, 1 Mart Tezkeresi'ne ilişkin düşüncelerini ve o dönemde yaşadıklarını kamuoyuyla paylaşarak, Türkiye’nin dış politika kararlarının önemine dikkat çekti.